Semih Kaplanoğlu'nun "Yumurta", "Süt" ve "Bal" filmlerinden oluşan Yusuf Üçlemesi, yaşam döngüsünü ve bu döngü içinde Yusuf karakterinin kimlik arayışı sürecini anlatır. "Yumurta". Şair Yusuf, annesinin ölüm haberini alır ve çocukluğunun geçtiği kasabaya geri döner. Annesinin bakıcısı Ayla, Yusuf'a annesinin ölmeden önce yerine getirilmesini istediği bir adak olduğunu söyler. Yusuf, bu adağı yerine getirmek için Ayla ile birlikte birkaç saat uzaklıktaki bir türbede yapılacak kurban kesimi için yola çıkar. Adaklık hayvanı bulamayınca bir otelde konaklarlar ve orada bir düğüne katılırlar. Bu süreçte Yusuf ve Ayla birbirlerini tanımaya başlarlar. "Süt". Yusuf, annesi ile birlikte yaşamaktadır ve geçimlerini süt ve peynir satarak sağlamaktadırlar. Annesinin bir gar görevlisiyle yakınlaşmasının ardından Yusuf, annesini kaybettiğini ve hayatının değiştiğini düşünür. Yusuf, şiire olan tutkusunu keşfeder ve bir dergiye şiirlerini gönderir. Dergide şiiri yayınlandığında, annesi tarafından beklediği gibi takdir edilmez. Sağlık sebebiyle askere alınmayışı Yusuf'ta hayal kırıklığı yaratır. "Bal". İlkokula yeni başlayan Yusuf, kekeme problemi yüzünden konuşmakta zorluk çeker ve arkadaş bulmakta zorlanır. Neredeyse sadece babasıyla iletişim kurar. Babasının bir gün uygun bir kovan yeri aramaya gitmesi ve geri dönmemesiyle Yusuf, sessizliğe ve yalnızlığa gömülür.