Semih Kaplanoğlu, Yusuf Üçlemesi olarak da bilinen Yumurta (2007), Süt (2008) ve Bal (2010) üçlemesini, modernizme karşı bir tepki ve bir anne-oğul ilişkisinin son günlerinden ilk günlerine uzanan arkeolojik bir kazı olarak tanımlamıştır. Kaplanoğlu, bu üçlemeyi oluştururken, genç bir şair hakkında yazdığı bir yazıdan ilham almıştır. Üçlemenin alt metninde, taşraların son 20 yılda karşılaştığı hızlı değişim, geleneksel ve manevi değerlerin bozulması gibi temalar yer alır.