• Buradasın

    Blind date ne anlatıyor Ekşi?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Blind date, Ekşi Sözlük'te "görüşmeden önce birbirini tanımayan bir erkek ve kızın buluşması" olarak tanımlanır 1. Bu tür buluşmalarda, genellikle ortak bir arkadaş veya tanıdık aracılığıyla, iki kişi sadece temel bilgiler ve birkaç fotoğrafla bir araya gelir 3.
    Ayrıca, 2007 yapımı, Chris Pine'ın başrolünde olduğu Blind Dating adlı bir romantik komedi filmi de bulunmaktadır 2.
    Blind date kavramı, ilişkilerde önyargı engeline takılmadan, bağımsız bir mercinin yaklaşımı doğrultusunda insanları eşleştirmeyi ifade eder 2. Ancak, bu kavram teorik kalmış olup, pratikte uygulanabilecek bir sistem bulunmamaktadır 2.
    Ekşi Sözlük'teki entry'lerde, blind date'lerin hem heyecan verici hem de riskli olabileceği, ön yargıları yıkma fırsatı sunabileceği, ancak beklentilerin karşılanmaması durumunda hayal kırıklığına yol açabileceği belirtilmektedir 3.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Blind date nasıl yapılır?

    Blind date (görüşmeden önce birbirini tanımayan iki kişinin bir araya geldiği buluşma) yapmak için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Tanışma: Bir arkadaş veya tanıdık, kişiyi bir blind date'e çıkarmayı önerebilir. 2. Buluşma detaylarının belirlenmesi: Buluşma yeri ve zamanı kararlaştırılır. 3. İlk izlenim: Buluşma yerine varıldığında, karşı taraf ilk kez görülür. 4. Sohbet: İlk buluşma, genellikle birbirini tanımak için basit sorularla başlar. Blind date yaparken, güvenlik açısından dikkatli olmak ve açık fikirli olmak önemlidir.

    Date ne anlama gelir?

    Date kelimesi İngilizce'de birçok anlama gelir: Tarih. Randevu, buluşma. Flörtleşmek veya romantik bir ilişkinin içinde olmak. Hurma. Ayrıca, "date" kelimesi fiil olarak da kullanılabilir ve "tarih atmak", "bir tarihi kararlaştırmak" gibi anlamlara gelir.

    Blind ne anlama gelir?

    Blind kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara gelir: Sıfat: kör, görme engelli, âmâ; anlamak istemeyen, görmemezlikten gelen; akla/mantığa sığmayan; körü körüne, düşünmeden; uyuşuk, dünyadan habersiz; gizli, saklı, görünmez; kimliği belirsiz/gizli/saklı, kime ait olduğu bilinmeyen; deliksiz, geçitsiz (kemer vb.); çıkmaz, geçit vermez; aletli, gözle görülmeden/aletle yapılan. Fiil: körleştirmek, (geçici veya sürekli olarak) kör etmek, gözlerini bağlamak/kamaştırmak, göremez hale getirmek; karartmak; köreltmek, akıl ve muhakemesini işlemez hale getirmek; saklamak, gizlemek. İsim: perde, abajur, stor, gölgelik vb. gibi ışığı geçirmeyen/görüşe engel olan şey; avcı siperi: avcıların gizlendikleri dal, çalı vb.; şaşırtmaca, örtmece, gösteriş: gizli bir maksat veya yasa dışı faaliyeti örtmeye yarayan eylem/kurum vb.; tuzak; içki âlemi, cümbüş; (pokerde) elini bilmeden sürülen pey. Zarf: delice, şuursuzca, sonunu düşünmeden; ilerisini/önünü görmeksizin, körü körüne, kör gibi; rehbersiz, bir yol gösteren olmadan; gözü kapalı, bakmaksızın.