Yazeka
Arama sonuçlarına göre oluşturuldu
Occupy kelimesi İngilizce'de birçok anlama gelir:
- Yer kaplamak, doldurmak 125. Örnek: "His book collection occupies most of the room" (Kitap koleksiyonu odanın çoğunu kaplıyor) 5.
- Yaşamak, ikamet etmek 45. Örnek: "They occupy the second floor of the building" (Binanın ikinci katını işgal ediyorlar) 5.
- İşgal etmek, ele geçirmek 135. Örnek: "The troops eventually occupied most of the island" (Askerler sonunda adanın çoğunu işgal etti) 5.
- Meşgul etmek, zamanını almak 13. Örnek: "That is an issue which constantly occupies our minds in the European Union as well" (Bu, Avrupa Birliği'nde de sürekli zihnimizi meşgul eden bir konudur) 1.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: