• Buradasın

    Exposure ne demek?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Exposure kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara gelir:
    • Maruz kalma, etkilenme 123. Örneğin, "sun exposure" (güneşin etkisine maruz kalma), "radiation exposure" (radyasyona maruz kalma) 13.
    • İfşa, ortaya çıkarma 15. Örneğin, "the exposure of government secrets is illegal" (devlet sırlarının ifşa edilmesi yasa dışıdır) 5.
    • Fotoğrafçılıkta poz, ışıklama 124. Örneğin, "the photographer changed the shutter speed to get the proper exposure" (fotoğrafçı uygun ışıklamayı elde etmek için enstantane hızını değiştirdi) 5.
    • Yön, cephe 24. Örneğin, "our dining room has a northern exposure" (yemek odamızın cephesi kuzeye bakıyor) 2.
    • Fırsat, deneyim 25. Örneğin, "additional exposure to the Japanese language was provided at meals" (yemeklerde Japoncaya daha fazla maruz kalma sağlandı) 2.
    • Risk, para kaybetme olasılığı 2. Örneğin, "the bank had relatively little exposure to subprime mortgages" (bankanın subprime ipoteklere maruziyeti nispeten azdı) 2.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Double exposure ne anlatıyor?

    Double exposure, iki farklı pozlamanın veya görüntünün üst üste bindirilmesi tekniğidir. Double exposure'nun anlattıkları: - Hikaye anlatımı: Görüntüler, bir hikaye veya mesaj iletmek için birleştirilebilir. - Duygusal etki: İzleyicinin duyguları üzerinde oynamak için kullanılabilir; örneğin, korku filmlerinde hayalet gibi görüntüler oluşturmak. - Film yapımı: Sinemada, karakterlerin iç çatışmalarını veya zaman geçişlerini göstermek için yaygın olarak kullanılır. - Sanatsal ifade: Fotoğrafçılar, bu tekniği yenilikçi ve deneysel bir şekilde kullanarak yaratıcılıklarını ifade edebilirler.

    Exposed ne demek?

    "Exposed" kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara sahiptir: 1. Açıkta bırakmak, görünür kılmak: "To expose one's shoulders" (omuzlarını açmak). 2. Maruz bırakmak: "To expose soldiers to gunfire" (askerleri top ateşine maruz bırakmak). 3. İfşa etmek: "To expose a crime" (bir suçu ifşa etmek). 4. Fotoğrafçılık: "To expose a film" (filmi ışığa maruz bırakmak). 5. Korunmasız, savunmasız: "Exposed to the elements" (elementlere açık).