Yazeka
Arama sonuçlarına göre oluşturuldu
"Bounce" kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara sahiptir:
- Zıplamak, sekmek: Bir nesnenin bir yüzeye çarptığında geri fırlaması 13. Örnek cümle: "The ball bounced off the wall" (Top duvardan zıplayarak geri döndü) 3.
- Enerji ve canlılık: Hareketli ve heyecanlı bir şekilde hareket etmek 15. Örnek cümle: "He bounced into the room with a big smile on his face" (Büyük bir gülümsemeyle odaya girdi) 5.
- Karşılıksız çıkmak: Bir çekin yeterli para olmadığı için banka tarafından ödenmemesi 15. Örnek cümle: "The check bounced, and I never got the money" (Çek karşılıksız çıktı, ben de parayı alamadım) 1.
- Hızlıca uzaklaşmak: Bir yerden ani bir şekilde çıkmak 3. Örnek cümle: "Participants must bounce back from the challenges posed during the course" (Katılımcılar, kurs süresince karşılaştıkları zorluklardan toparlanmalıdır) 3.
- Fikir alışverişi yapmak: Bir fikri gayri resmi bir şekilde tartışmak 1. Örnek cümle: "I wanted to bounce some ideas off you before the meeting" (Toplantıdan önce bazı fikirleri seninle tartışmak istedim) 1.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: