İşsizlik

Bingöl halkının göç etmesinin başlıca nedenleri şunlardır: 1. İşsizlik: Bingöl'de iş imkanlarının kısıtlı olması ve işsizlik, halkın büyük şehirlere veya yurt dışına göç etmesine yol açmaktadır. 2. Sağlık ve Eğitim Hizmetleri: Sağlık hizmetlerinin yetersizliği ve eğitimdeki eksiklikler, halkın çevre illere yönelmesine neden olmaktadır. 3. Tarım ve Hayvancılık: Tarım ve hayvancılığın gerilemesi, bu sektörlerle uğraşan halkın geçim sıkıntısı yaşamasına ve göç etmesine sebep olmaktadır. 4. Terör: Bölgede yaşanan terör olayları da göçü tetikleyen faktörler arasında yer almaktadır.

1928-1932 yılları arasında yaşanan ekonomik krizin bazı sonuçları: Dış borç ödemeleri ertelendi ve ithalat kısıldı. Türk tarım ürünlerinin fiyatı geriledi ve ihracat gelirleri azaldı. Türkiye, ithalatın finansmanı için borç para bulmakta zorlandı. Dış ticaret açığı arttı, ancak 1930'dan itibaren dış ticaret kontrol altına alınarak fazlalık veren bir yapıya geçildi. Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) sabit fiyatlarla %12,8 oranında azaldı ve kişi başına GSMH %14,6 oranında düştü. Sanayi ve ticaret sektörlerinde benzer sorunlar ortaya çıktı. İşsizlik arttı. Bu kriz, Türkiye'de devlet müdahaleciliğinin ağırlık kazanmasına ve sanayileşme hareketinde devletin bizzat müteşebbis olarak rol almasına yol açtı.

Diyetisyenler işsiz kalmalarının birkaç nedeni vardır: 1. Yeterli İş İmkanının Olmaması: Diyetisyenler genellikle sadece özel kliniklerde veya hastanelerde iş bulabilmektedir. 2. Üniversitelerin Kontenjan Fazlalığı: Beslenme ve Diyetetik bölümlerinin kontenjanlarının fazla olması, mezun sayısının artmasına ve iş bulma rekabetinin artmasına yol açmaktadır. 3. Yanlış Algılamalar: Toplumun diyetisyeni sadece kilo verme amaçlı beslenme programları hazırlayan biri olarak algılaması, diğer fonksiyonlarının yeterince bilinmemesi iş bulmayı zorlaştırmaktadır. 4. Pandemi ve Ekonomik Koşullar: Pandemi döneminde birçok işyerinin kapanması, alandaki istihdam olanaklarını kısıtlamıştır. 5. Düşük Atama Puanları: Kamu kurumlarına atanmak için yüksek KPSS puanları gerekmektedir ve bu da atama oranlarını düşürmektedir.

Bilgi toplumunda yaşanan bazı sorunlar şunlardır: 1. Bilgiye Erişimdeki Eşitsizlikler: Dijital uçurum olarak adlandırılan bu durum, sosyal adaletsizliği derinleştirebilir. 2. İşsizlik: Otomasyon, tekrarlayan görevleri ortadan kaldırırken, analiz ve karar verme gerektiren işlerin önemini artırarak işsizliğe yol açabilir. 3. Gizlilik ve Güvenlik: İnternet ve diğer teknolojiler, kişisel gizliliği ucuz ve kolay bir şekilde ihlal edebilir. 4. Sağlık Sorunları: Bilgisayar kullanımı, tekrarlayan zorlanma rahatsızlıkları (RSI) ve teknostres gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. 5. Fikri Mülkiyet Hakları: Telif hakkı, patent gibi konularda ihlaller ve anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. 6. Siber Suçlar: Kötü amaçlı programlar ve virüslerin yayılması, siber suçları artırır.

Hırvatistan halkının mutsuz olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Ekonomik Sorunlar: Hırvatistan ekonomisi, yüksek cari açık, dış borç oranı ve düşük rekabet gücü gibi sorunlarla karşı karşıyadır. 2. İşsizlik: Ülkede işsizlik oranı oldukça yüksektir ve 2011 yılında %18,2 olarak açıklanmıştır. 3. Siyasi Durum: Yugoslavya'nın dağılmasından sonra Hırvatistan'da milliyetçi politikaların izlenmesi ve son seçimlerde milliyetçi partilerin kazanması, toplumda gerginlik ve huzursuzluk yaratmıştır. 4. Göçmen Krizi: Hırvatistan, göçmenlerin geçiş ülkesi olarak kullanması nedeniyle komşu ülkelerle ve diğer AB üyesi devletlerle olan ilişkilerinde zorluklar yaşamaktadır.

İşten ayrıldıktan sonra son 120 gün şartı, işsizlik ödeneği alabilmek için hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 4 ay boyunca çalışmış olmayı ifade eder.

"Bu Devrin Kadını" filmi, tek başına hayat mücadelesi veren bir annenin yaşadıklarını konu alır. Filmde, ülkede artan işsizlik nedeniyle dağılan ailelerden biri olan Saliha ve Şevki çiftinin hikayesi anlatılır. Ancak bir süre temizlikçi olarak çalışan Saliha, bu yolla geçimini sağlayamaz ve hayat kadını olan eski arkadaşı Emel'den yardım istemek zorunda kalır.

İşsizlik çeşitleri dört ana kategoriye ayrılır: 1. Sürtünmeli İşsizlik: Bireylerin işler arasında geçiş yapma veya işgücü piyasasına ilk kez girme sürecinde olmaları nedeniyle ortaya çıkar. 2. Yapısal İşsizlik: Çalışanların sahip olduğu beceriler ile işverenlerin talep ettiği beceriler arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanır. 3. Döngüsel İşsizlik: Ekonomik gerileme veya durgunluk dönemlerinde mal ve hizmetlere olan talebin azalması sonucu üretim ve istihdamın düşmesiyle ortaya çıkar. 4. Kurumsal İşsizlik: Hükümet ve toplumsal faktörler nedeniyle bireylerin işsiz kalması durumunu ifade eder.

Evet, işsizlik ödeneğinde geçen süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu süreler, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'na göre işsizlik ödeneği alma şartları arasında yer alır.

Uzun süreli işsizliğin sonuçları hem bireysel hem de toplumsal düzeyde çeşitli olumsuz etkiler yaratır: Bireysel Sonuçlar: 1. Psikolojik Sorunlar: İşsiz kalan bireyler depresyon, özgüven kaybı ve anksiyete gibi psikolojik sorunlarla mücadele eder. 2. Gelir Kaybı: Geçimlerini sağlayamayan kişiler, mortgage ev kredilerini veya kiralarını ödeyemeyebilir ve bu da evsizliğe yol açabilir. 3. Sosyal Dışlanma: İşsiz bireyler, toplumda bir yere ait hissetmekte zorlanır ve sosyal dışlanmaya maruz kalır. 4. Sağlık Sorunları: Uzun süreli işsizlik, bireylerin fiziksel ve zihinsel sağlığını olumsuz etkileyerek engellilik oranlarını artırır. Toplumsal Sonuçlar: 1. Aile İçi Çatışmalar: İşsizlik, aileler içinde ekonomik ve psikolojik baskıya neden olarak boşanma oranlarının artmasına ve aile bağlarının zayıflamasına yol açabilir. 2. Suç Oranları: Uzun süreli işsizlik, bireyleri suç işlemeye ve yasa dışı işlere yönlendirebilir. 3. Ekonomik Kayıplar: İşsizliğin artması, ekonomik büyümeyi engeller ve devlet yardımlarına olan ihtiyacı artırır.

Konjonktürel işsizlik diğer adıyla "dönemsel işsizlik" olarak da bilinir.

"Ben, Daniel Blake" filmi, çalışma yetisini kaybetmiş bir marangoz olan Daniel Blake'in hayatını ve mücadelesini anlatıyor. Filmde, Daniel'in geçirdiği kalp krizi sonrası işsizlik fonuna başvurması ve sistemin çarpıklığı nedeniyle devlet yardımı alamaması işleniyor. Ayrıca film, İngiltere'nin refah sistemini ve hükümetler tarafından yapılan sağlık ve iş bulma kurumlarındaki kesintileri de ele alıyor.

Kentleşmeyle birlikte ortaya çıkan sorunlar iki ana başlık altında toplanabilir: fiziksel ve sosyal sorunlar. Fiziksel sorunlar şunlardır: - Yerleşme ve konut sorunu: Artan nüfusun barınması için yeterli konut sağlanamaması. - Gecekondulaşma ve kaçak yapılaşma: Yasal olmayan yollarla imarsız ve sağlıksız konut yapımı. - Ulaşım sorunları: Kent içi trafik yoğunluğu ve otopark yetersizliği. - Çevre kirliliği: Hava, su ve toprak kirliliği. - Gürültü kirliliği: Motorlu araç sayısının artmasıyla ortaya çıkan gürültü. Sosyal sorunlar ise şunlardır: - İşsizlik: Niteliksiz işler ve marjinal işlerin artması. - Kültürel uyumsuzluk: Kente göç edenlerin yeni değerler ve davranış kalıplarına uyum sağlayamaması. - Güvenlik sorunları: Suç oranlarının artması. - Sosyal tabakalaşma: Zengin ve fakir kesimler arasındaki ayrımın derinleşmesi.

"Modern Times" (Türkçe karşılığı: "Asri Zamanlar") filmi, 1930'lu yıllarda hüküm süren Büyük Ekonomik Buhran sırasında makineleşmenin de etkisiyle bozulan ekonomik ve toplumsal koşulları ve artan işsizlik sorununu anlatmaktadır. Filmin konusu özetle şu şekildedir: Bir fabrikada montaj hattında çalışan bir işçi, tempoya ayak uyduramayınca ruhsal çöküntüye uğrar ve akıl hastanesine gönderilir. Hapiste toplu bir firarı engellediği için ödül olarak serbest bırakılır ve sokakta grev sırasında babası öldürülen bir genç kızla tanışır. Sonunda, kız bir gece kulüplerinde dansöz olarak çalışmaya başladığında, Şarlo da aynı yerde bir iş bulur. Ancak tüm bu mutlulukları uzun sürmez ve ikili mecburen oradan kaçmak zorunda kalır.

Enflasyon ve işsizliği aynı anda azaltmak için dengeli bir ekonomi politikası uygulanması gerekmektedir. Bu politika kapsamında aşağıdaki önlemler alınabilir: 1. Mali politikaların dengelenmesi: İşsizliği azaltmak için ekonomiye kamu harcamaları yoluyla teşvik verilebilir. 2. Para politikasının esnek kullanılması: Merkez bankaları, enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını artırabilir veya parasal genişlemeyi sınırlayabilir. 3. Yapısal reformların uygulanması: Rekabetçiliği artırmak, iş gücü piyasalarını esnek hale getirmek, bürokratik engelleri azaltmak gibi reformlar önemli hale gelir. 4. İhracatın teşvik edilmesi: İhracata dayalı büyüme stratejileri benimsenerek, ülkenin rekabetçi sektörlerinin desteklenmesi hedeflenmelidir. Bu politikaların uygulanması zaman alabilir ve ekonomik aktörlerin güvenini sağlamak için şeffaflık ve politika sürekliliği gibi unsurlar da önemlidir.

İUP, İşgücü Uyum Programı'nın kısaltmasıdır. İUP'ye katılım şartları: - Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak; - İŞKUR'a kayıtlı olmak; - 18 yaşını tamamlamış olmak; - Yaşlılık veya malullük aylığı almıyor olmak; - Son bir yıl içinde programı düzenleyen işverenin çalışanı olmamak; - Son bir ay içinde sigortalı olarak çalışmamış olmak; - Hane gelir şartını sağlamak; - Diğer İŞKUR programlarından yararlanmıyor olmak. Program kapsamında katılımcılara, programa katıldıkları her gün için cep harçlığı ve sosyal güvenlik primleri ödenmektedir.

İşsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanır. Hesaplama şu şekilde yapılır: 1. Sigortalının günlük ortalama brüt kazancının %40'ı alınır. 2. Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği, aylık asgari ücretin brüt tutarının %80'ini geçemez. Örnek hesaplama: Son dört ayda asgari ücretle çalışan bir kişinin işsizlik ödeneği, 40.000 TL'nin %40'ı olan 16.000 TL olarak hesaplanır. İşsizlik ödeneği, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz.

27 yaşında işsiz olmak normal olabilir, çünkü işsizlik çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu nedenler arasında: İş piyasası koşulları. Kişisel faktörler. Yaş ayrımcılığı. İşsizlik, finansal zorluklar ve düşük benlik saygısı gibi olumsuz etkilere yol açabilir.

İşten ayrılan işçi, belirli şartları sağlamadığı takdirde maaş alamayabilir. İşsizlik maaşı alabilmek için işçinin kendi isteği dışında işsiz kalması, hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün kesintisiz çalışmış olması ve son üç yıl içinde en az 600 gün prim ödemesi gerekmektedir. Eğer bu şartları karşılamayan bir işçi, maaş alamadığı gibi, işverenle olan alacak haklarını da talep edemeyebilir.

Hartz 4, Almanya'da 2005 yılında yürürlüğe giren ve halk arasında işsizlik parası II olarak bilinen Arbeitslosengeld II yardımının, o dönem sosyal reform kanunları hazırlayan komisyonun başında bulunan Peter Hartz'ın açıkladığı dördüncü reform paketinde yer alması nedeniyle kullanılan adıdır. Hartz 4 yardımı, geliri olmayan kişilere aylık yaklaşık 800-900 euro civarında ödenir. Hartz 4, bazen düşük gelirliler için ek gelir takviyesi olarak da verilir.