• Buradasın

    Diyarbakır'da 5 bin yıl önce depremin yıktığı yapının enkazı ortaya çıkartıldı

  • Diyarbakır'ın Ergani ilçesine 7 kilometre uzaklıkta Neolitik dönemde ilk yerleşim yeri olan Çayönü’nde kazılar devam ederken 5 bin yıl önce depremden etkilenerek yıkılan boş bir yapının kerpiç duvar enkazı ortaya çıkartıldı. 
    1
    3 Kasım
    Çayönü Tepesi, Güneydoğu Anadolu bölgesinde, Diyarbakır'ın Ergani ilçesinin 7 kilometre güneybatısında, Ergani ovası kuzeyinde yer alıyor. 
    2
    3 Kasım
    Çalışmalar, bölgede yaşanan depremin etkilerini ve kerpiç duvarın yıkımını inceliyor. 
    3
    3 Kasım
    Kazı Başkanı Çanakkale Uygulamalı Bilimler Fakültesi Müzecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sarıaltun, bu sene Neolitik Dönemle ilgili birçok çalışma yapmakla beraber, İlk Tunç Çağ yani MÖ. 3000’lere ait bir dönemde de yoğun bir şekilde kazı alanını genişlettiklerini söyledi. 
    4
    3 Kasım
    Genişletince farklı alanlarda mimari verilerin ve alan kullanımıyla ilgili birçok veri elde ettiklerini belirten Sarıaltun, şu anda üzerinde çalıştıkları konu da bir kerpiç duvarın yıkımı olduğunu kaydetti. 
    5
    3 Kasım

    Diğer konular

    İçerik konuları

  • Yanıt bulun

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Çayönü'nün Neolitik dönemdeki önemi şu şekilde özetlenebilir:
    • Yerleşik hayata geçiş: Çayönü, avcı-toplayıcılıktan tarım ve hayvancılığa geçişin kesintisiz bir silsile olarak izlenebildiği bir yerleşim yeridir 13.
    • Mimari ve mühendislik: Izgara planlı, kanallı, taş döşeli yapılar gibi iyi tasarlanmış mimari örnekler sunar ve bu yönüyle mimari literatüre yön verir 124.
    • Kültürel ve sosyal gelişim: Sosyal yapı, beslenme stratejisi ve ölü gömme geleneklerindeki değişimleri gösterir 15.
    • Dinsel yaşam: Kült binalarının varlığı ve dini merkezlerin mimari özellikleri, dönemin dini yaşamını yansıtır 2.
    • Ekonomik etkileşim: Farklı coğrafi bölgelerin kesişim noktasında bulunması, ekonomik ve kültürel etkileşimi mümkün kılmıştır 2.
    • Madencilik: Bakırın işlenmesi gibi erken dönem madencilik örneklerine ev sahipliği yapar 15.
    5 kaynak
    Antik dönemlerdeki depremlerin etkileri şu yöntemlerle incelenebilir:
    • Yazılı kaynaklar: Tarih öncesi dönemlere ait Çatalhöyük'teki duvar resimlerinde bile deprem ve volkanik patlamaların izleri bulunabilir 1. Hitit ve Akad tabletleri gibi antik kaynaklar, depremleri ve etkilerini ilahi nedenler veya yıkımlar bağlamında ele alır 15.
    • Arkeolojik çalışmalar: Kazılarda bulunan antik dönem insan iskeletlerindeki travmalar ve yapıların hasarları, depremlerin etkilerini anlamak için incelenir 2.
    • Jeolojik ve jeomorfolojik veriler: Depremlerin kökenleri, fay hatları ve yeraltı sularıyla ilgili veriler, antik dönem depremlerinin etkilerini değerlendirmede kullanılır 24.
    Antik çağlardaki büyük depremlerin birçoğu, aktif fay hatlarından kaynaklanmıştır 5. Örneğin, Anadolu'daki Büyük Menderes Fayı, birçok şiddetli depreme neden olmuştur 5. Ayrıca, bazı büyük volkanik patlamalar da depremlere yol açmıştır 5.
    5 kaynak
    Kerpiç duvarların mimari özellikleri şunlardır:
    • Termal kütle ve yalıtım: Kalın kerpiç duvarlar, gün boyunca ısıyı emerek geceleri yavaşça serbest bırakır, bu da iç mekan sıcaklıklarını düzenler 12.
    • Dayanıklılık: Uygun şekilde inşa edilip bakıldıklarında, şiddetli hava koşullarına dayanabilirler 15.
    • Çevre dostu ve sürdürülebilirlik: Doğal kaynaklardan üretilir, toksik değildir ve enerji verimliliği sağlar 135.
    • Estetik: Toprak tonları ve dokulu yüzeyleri ile yapılara benzersiz bir karakter katar 1.
    • Kalıplama ve kuruma: Kalıplanması ve kuruması kolaydır, çatlama riski azdır 25.
    • Ekolojik yapı: Her mevsimde bina içindeki kullanıcıya en uygun yaşam koşullarını sağlar ve ayrı bir ısı yalıtım malzemesine ihtiyaç bırakmaz 25.
    Kerpiç duvarların dayanıklı olabilmesi için, özellikle deprem bölgelerinde, subasman seviyesinde betonarme hatılın çepeçevre dolaşması veya çok iyi bağlantılı ahşap hatıl kullanılması önerilir 25.
    5 kaynak
    2025 yılı Çayönü kazılarında ortaya çıkan bazı bulgular:
    • Kırmızı Tabanlı Kamusal Yapı: Yaklaşık 9500 yıl öncesine tarihlenen, toplumsal kullanım amacıyla inşa edilmiş bir yapı 2.
    • 8 Yeni Mezar: Neolitik Dönem (MÖ 9000-8800) ve İlk Tunç Çağı II (MÖ 2950-2900) dönemine ait mezarlar 45.
    • İnsan İskeletleri: Kazılarda 626 insan iskeleti bulundu; bu, Yakındoğu Neolitik Çağı yerleşmeleri arasında en fazla insan kemiği bulunan yerleşim olmasını sağlıyor 3.
    Ayrıca, daha önceki kazılarda Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem'e ait yerleşim izleri, madencilik ve tarımla ilgili erken dönem bulguları da ortaya çıkarılmıştı 13.
    5 kaynak
    İlk Tunç Çağı'nda yaşam, yaklaşık M.Ö. 3000-2000 yılları arasında, tuncun keşfiyle birlikte önemli değişiklikler göstermiştir 234. Bu dönemde:
    • Madencilik, sanat ve ticaret büyük ilerleme kaydetmiştir 24. Tunç, daha sert ve dayanıklı olduğu için alet yapımında ve silah üretiminde yaygın olarak kullanılmıştır 5.
    • Kentleşme artmış, etrafı surlarla çevrili şehirler ortaya çıkmıştır 24.
    • Toplumsal yapı değişmiş, tarım ve hayvancılık daha verimli hale geldiği için nüfus artmış ve yerleşik hayat yaygınlaşmıştır 5.
    • Sosyal hayat eşitlikçi bir yapıya sahiptir; kadın ve erkek eşit haklara sahipti ve toplumda tanrıçalar da önemli bir yere sahipti 2.
    • Yazın henüz tanınmadığı bir dönemdir 23.
    İlk Tunç Çağı, üç ana evreye ayrılır: Erken Tunç I (M.Ö. 3200/3000-2700), Erken Tunç II (M.Ö. 2700-2400) ve Erken Tunç III (M.Ö. 2400-2000) 24.
    5 kaynak